Ülkemizde gelişen nüfus artışına bağlı olarak araç trafiği aynı oranda artmıştır. Bu durum ekonomik parametrelerin artmasının bir göstergesi olsa da araç yoğunluğu çevre sorunlarını da birlikte getirmektedir. Özellikle büyük şehirlerdeki kişi başına düşen motorlu taşıt sayısı her geçen gün artmaktadır. 2006 yılı itibariyle dünyada 695 073 166 adet otomobil olmak üzere, toplam 953.926.919 adet motorlu araç bulunurken (OSD 2008), 2012 yılı itibarı ile Ülkemizde 8.648.875 adet otomobil olmak üzere toplam 14.342.620 adet motorlu araç bulunmaktadır (OSD 2013). Karayolu taşımacılığında yaşanan ivme, otoyol imkanları ve hızlı şehirleşme ile trafik araçlarından salınan zehirli gazlar ekolojik dengeyi bilhassa toplum sağlığını olumsuz etkilemektedir. Ağır metaller yoğunluğu 5 g/ cm 3’ten yüksek olan genellikle insan sağlığına ve ekosisteme zararlı olan bileşikler için kullanılan terimdir. Topraklarda ki ağır metal kirliliklerinin önemli bir kısmı taşıt trafiği kaynaklıdır. Trafikten kaynaklanan kirletici ağır metallerin başında kurşun (Pb), nikel (Ni), civa (Hg), kadmiyum (Cd), çinko (Zn), krom (Cr) ve bakır(Cu) gelmektedir. Kurşun (Pb) motorlu araçlarda vuruntuyu önlemek üzere benzine katılan Tetra Etil Kurşun (TEK)’dan, nikel (Ni) ise daha çok dizel yakıtından ve motor yağlarından kirletici olarak açığa çıkmaktadır. Kadmiyum (Cd) ve çinko (Zn) ise en çok dizel yakıtından olmak üzere, araç lastikleri, yağlar ve diğer araç donanımlarından kaynaklanmaktadır.
Topraklar da ağır metallerle kirlenmesi özellikle toprakların karayollarına yakınlıklarından kaynaklı olmaktadır. Ülkemizde teknolojik ve endüstriyel gelişim aynı derecede ekosistemi olumsuz anlamda etkileyen başka bir parametredir. Özellikle kirletici kaynağına yakın bölgelerdeki tarım, flora, fauna toprağın fiziksel kimyasal ve biyolojik özellikleri tehlike altındadır. Kirletici kaynağına yakın olan ekolojik noktalarda kirlenme oldukça yüksek bu kaynaktan uzaklaştıkça kirlenme düşmektedir. Ağır metallerin toprakta birikmesi toprak kirliliğine tarımsal üretime etki etmekte ve topraktan bitkilere geçerek besin zinciri ile insanlara ulaşmaktadır.
Ağır metal kaynaklarına bakacak olursak endüstriyel anlamda madencilik, çimento ve cam üretimi, demir çelik, katı atık yakma faaliyetleri antropojenik olarak ise araç kullanımı ve atık su ile yapılan sulama faaliyetlerinin gelişmesi sıralanabilir.
Ülkelerin artan nüfusları gıdaya olan talebi de artırmaktadır. Özellikle kirlenme kaynağına yakın kısımlarda yapılan tarımsal faaliyetler yüksek ürün kaygısı nedeniyle çiftçiler tarafından kimyasal gübre, pestisit, hormon kullanımı gıda üretimini ve toplumsal sağlığı olumsuz anlamda etkilemektedir.Topraklarda çok çeşitli konsantrasyonda bulunan ağır metaller insanlarda yağ dokularında birikerek toksik etki gösterebilmektedir bu nedenle genetik faktörlere bağlı olsa da bireylerde bu kirlenme kanser, diyabet, nörolojik sorunlar ve birçok hastalığa neden olmaktadır.
Ağır metal kirlenmesi konusunda yapılması gerekenler;
-Kirletici kaynağına yakın alanlarda tarımsal faaliyetlerden kaçınmak
-Kirleticiyi bölge içinde imobilize etmek
-Toplu taşıma araçlarının kullanımını yaygınlaştırmak
-Endüstriyel faaliyetleri çevreye zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirmek
-Çevre dostu araçların kullanılması
-Kirlilik potansiyeline sahip bölgelerin incelenmesi
-Ağır metal kirliliği ile mücadele devlet politikası haline getirilmesi
|